grandpashabet giriş bahiscom giriş
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu malatya oto kiralama parça eşya taşıma slot siteleri erotik shop istanbul evden eve nakliyat evden eve nakliyat
Özel: İmamoğlu Her Yerde…

Özel: İmamoğlu Her Yerde…

ABONE OL
Mayıs 8, 2025 15:03
Özel: İmamoğlu Her Yerde…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan süreci bir kez daha ‘darbe’ olarak niteledi. Özel, İmamoğlu’nun uluslararası hesabının şimdilik ana hesap olarak kullanılacağını bildirdi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 23 Mart’tan bu yana tutuklu bulunan ve dün gece saatleri itibariyle X (eski adıyla Twitter) hesabı erişime engellenen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu cezaevinde ziyaret etti.

Ardından kameralar karşısına geçen ana muhalefet lideri, sosyal medyada izlenecek yol haritasını şöyle açıkladı:

“Bir kere Sayın Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş’ın ‘Bu hesabım Ekrem Bey’e aittir’ şeklindeki açıklamasına teşekkür ediyor. Bunu bütün CHP’liler açısından büyük bir dayanışmayla sürdürülmesini talep ediyor. Ben kendisinin ilk mesajını ve bundan sonraki mesajlarını ‘İmamoğlu her yerde‘ hashtagiyle birazdan paylaşacağız. Mansur Başkan o hesaptan paylaşacak.

Sayın Ekrem İmamoğlu’nun bir uluslararası hesabı var. Bundan sonra o hesabı ana hesap olarak kullanacak.”

Özel’in açıklamaları şöyle:

“Türkiye’nin geleceğini aydınlatan, umutları yeşerten teşekkürlerimizi ileterek başlamak istiyoruz.

Türkiye’de hukuk fakültelerinde tutuklama tedbirinin son olarak uygulanması gerektiği anlatılıyor. Bu sınavlardan geçenler diploma alıyorlar. Sonra başka sınavlardan da geçip hakim savcı oluyorlar. Sonra okuduklarını unutup tutukluluğu bir cezaya çeviriyorlar. Gelinen aşamada tutuksuz yargılamaya sevinilir oldu.

Ekrem Başkan ve İBB dosyası özelinde de net olarak söylüyoruz ki bu tutuklama sırasında da zaten soruşturma evresinin gizli olması gerekirken hem gizlilik bizatihi savcılık makamınca ihlal ediliyor, yüzlerce kanıt ortalıkta hem de hiç sorulmayan sorular sorulmuş gibi, böyle iddialar varmış gibi servis ediliyor.

Sorulanlara en net cevaplar verildi, bir tane kanıt bulunamadı. Buradaki özgüvenimiz ve iddiamız şudur; biz bu davanın TRT ve isteyen tüm televizyonlar tarafından canlı yayınlanması hem atılan iftiranın hem de verilen cevabın duyulmasını istiyoruz.

19 Mart darbesinin çeşitli evreleri var. Bu evrelerden şu an ‘dijital darbe’ evresiyle karşı karşıyayız. Yine soruşturmayı yürütülenler asliye hukuk mahkemesinen aldığı kararla darbenin dijital ayağını hayata geçirerek Sayın İmamoğlu’yla X hesabını kapatarak mücadele etmeye çalışıyorlar.

Herhalde dünya siyaset tarihinde rakibini saf dışı bırakmak için elindeki gücü bu kadar haksızca kullanan bir başkası yoktur. tarihimizde Ekrem İmamoğlu’ndan başka bir siyasetçi yoktur ki adaylığı engellenmek için bu kadar hukuk çiğnensin, zulüm görsün.

Hiç şüphe yok iktidar bu yaptıklarını yaparken tüm dünyaya gücünü gösteriyordu. Güç gösterme evresinde gözaltına almalar, dört gün tutmalar, terörden ve yolsuzluktan yargılamalar, buradan cezaevine koyma falan… Bu güç evresini gösterdiğinde toplumda bir şok evresi vardı. Biz tepki göstererek atlattık. İktidar şok evresine girdi.

Niyetlendiklerinde caymaya, bazı geri adımlar atmaya çalıştı. Daha sonra kendi çözümlemesiyle orada attığı geri adımı telafi etmek için sertleşme evresine girdiler. O evrede maalesef önce diplomasını iptal ettikleri, gözaltına alıp tutukları kişinin banka hesaplarına, kendisinin, babasının 40 yıllık emeği olan şirketine, İBB’yle iş yapan tüm şirketlere el koymaya kalkarak algı yaratmaya çalıştılar.

Şu an içinde bulunduğumuz evre panik evresidir. Aileyle uğraşmak, sosyal medya hesabını kapatmak gibi saçma sapan bir yere geldi iş.

‘Tutuklu olmasa kullanabilir, kamu düzenini bozabilir’ deniyor kararda.

(İmamoğlu’nun bahsi geçen mesajını okuduktan sonra) Anayasanın askıda olduğunun itirafıdır bu. Şikayet etme, suç duyurusunda bulunma hakkı, kamu düzenini bozmadan her vatandaş öncesinde izin almadan tepkisini gösterebilir. Bu darbeciler anayasayı askıya aldıkları için ‘suç işlemeye alenen tahrik’ olarak görüp X hesabını kapatıyorlar.

Ben buradan X’in yöneticilerine yaptığımız başvuruyu hatırlatmak isterim.

X’in Türkiye’deki avukatı Gönenç Gürkaynak diyor ki; ‘Ben kapatmadım, ben açmayacağım ama ben müvekkilimin davalarını takip ediyorum. Müvekkilim bana görev verdi, bu karara itiraz et.’ (…)

Bakın dilekçede ‘Her yerde suç işleyin’ sözü bile suç kabul edilmemiş Yargıtay’ca. Bu yazıyor. X bu karara uymayabilir, uymamalıdır. Ama bant daraltacaklar bu kez. Bant daraltılınca yine uymayınca lisansını iptal edecekler. Biz X’in kendi şirket prensipleri dahilinde bu engellememeyi yapmaması gerektiğini savunuyoruz. Türkiye kamuoyuna da söylüyoruz ki ‘Bu karara biz mağduruz’, kapattırdıkları X de diyor ki ‘Bu kararı almanız doğru değil’ diyor.

Biz buradan sonra ne yapacağız? Bir kere Sayın Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş’ın ‘Bu hesabım Ekrem Bey’e aittir’ şeklindeki açıklamasına teşekkür ediyor. Bunu bütün CHP’liler açısından büyük bir dayanışmayla sürdürülmesini talep ediyor. Ben kendisinin ilk mesajını ve bundan sonraki mesajlarını İmamoğlu her yerde hashtagiyle birazdan paylaşacağız. Mansur Başkan o hesaptan paylaşacak.

Sayın Ekrem İmamoğlu’nun bir uluslararası hesabı var. Bundan sonra o hesabı ana hesap olarak kullanacak.

‘YENİ ANKET ÖNCEKİNDEN DAHA İYİ’

Bakın, her gün gelen yeni anket benim için bir öncekinden iyi. Ama Türkiye için gidişat iyi değil arkadaşlar. Yoksa bu süreçte Ekrem Bey’e olan destek artıyor, partimize olan destek artıyor, muhalefetin tezlerine destek artıyor. İktidarın sözleri yalan olarak kabul ediliyor, iftira olarak kabul ediliyor. Dört kişiden biri bu iftiralara inanıyor. O da gittikçe azalıyor.

Ama yapılan şu, bu yalanları sen savcı eliyle, başsavcı eliyle yaparsan, bu iftiraları atarsan sonra da ispatlayamazsan, 50 gündür iddianame yazamazsan, saldır, saldır, saldır geldiğin yerde mağduriyet, mağduriyet, mağduriyet varsa, artık ilk başta buna inananlarda mahcubiyet varsa, yarın bu savcılar doğru bir şey iddia ettiğinde yalancı çoban misali bu devlete kim inanacak kardeşim ya?

Yüzde 20’ye düşürdünüz, yüzde 20’ye düşürdünüz adalete güveni. Bu vakitten sonra bu devlet düzeni nasıl dikiş tutacak? O yüzden çaresi yok, bir sandık konulacak, millet gelecek, bundan sonrasına kararını verecek, yeni gelenler de yeniden hukuku ve devleti inşa edecek. Başka çaresi yok bunun.

‘BEYAZIT’TAKİ ENERJİYİ GÖRMEDİNİZ Mİ?’

Bu yaptığınız bu devlete büyük kötülüktür. Bu ülkeye büyük kötülüktür. Bu ülkenin geleceğini heba etmektir. Biz her darbeye direndiğimiz gibi, yüksek bir moralle, büyük bir inançla, çoğunluk enerjisinin verdiği güçle bu dijital darbeye de direniriz, püskürtürüz. Kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü ahlaki üstünlük neredeyse psikolojik üstünlük oradadır.

Psikolojik üstünlük neredeyse çoğunluk enerjisi oradadır. Dün ne kadar çok olduğumuzu ve dün o Beyazıt Meydanı’nın enerjisini görmediniz mi? Çoğunluk bizde, çoğunluk enerjisi bizde. Size tasa ve panik düşüyor. Panikten sonra sıra idrake geliyor. Ümit ediyoruz idrak edeceksiniz. O zaman konuşmaya başlayacağız. O zaman Türkiye için de sizin için de bir çıkış yolu bulacağız.

Değerli arkadaşlar, zaten ben X’in, Sayın Avukatı’nın sosyal medya açıklamalarından takip ettim ve yaptıkları başvuruyu da gördüm. Ondan da bahsettim. Şimdi X resmen de bunu doğrulamış. Zaten Türkiye’de bir tane avukatları var ve değerli avukatımız, bu başvuruyu yapmıştı.

Biz de bunu takip etmiştik. X’te kurumsal olarak bu yaptığım açıklamayı doğrulamış ama bu kararı uygulamaları X’in evrensel demokrasi standartlarından sapan ülkelerde bu sapınca demokrasi yönünde bir destek vermediğini, demokrasinin arkasında durarak, kendi ilkelerinin arkasında durarak meydan okumadığını, bugünkü gibi dünyanın bütün diktatörlerine bunun cesaret vereceğini de ben not etmek isterim.

Hukuki duruşları, çizgilerini doğru bulmakla birlikte ilkesel olarak bu karara direnmeleri gerektiğini bir kez daha hatırlatıyorum. , açılan soruşturmayı takip edeceğiz. Ben açık açık söyleyeyim. İlk gün de söyledim. Ben, bir saldırı olmuş. Bir katil bana vurmuş.

Bunu iktidarın sırtına yük etmek en kolay şu anda, en kolay. En kolay onu yapabilirsin. “Bu yaptı, ortakları yaptı, şu yaptı bu yaptı.” Biz siyaset yapıyoruz, sözle yapılıyor. Hepsi birden açıklıyor. Hem partinin genel başkanı hem sözcüsü, , şey olmasın, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Başkanı. Bir partinin genel başkanının adını anmamak, partinin adını anmamak, o partide anmadığınız ismin sahibine değil, o partiye oy verenlere, gönül verenlere, o partinin kurucusuna saygısızlıktır. Biz öyle bir iş yapmayız. Yapanlar oluyor arada.

‘İMAMOĞLU’NA SUİKAST İHBARI YAPIYOR, TAKİP BİLE EDİLMİYOR’

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Sayın Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan çıktı bir açıklama yaptı. “Ne gerekiyorsa yapılacak.” diye. Ben de dedim ki: “Hiçbir partiyi bu saldırıdan sorumlu tutmuyorum.” diye. Şimdi, o an diyebilirsiniz. “Sen yaptın.” da oldu. Ben bunu yapacak siyasetçi değilim ama şu anda iktidarın sırtında bir yük var: bu saldırganın ilişkilerini ortaya çıkarmak.

Katiller koğuşunda yatmış, koğuş arkadaşlarıyla irtibatı sürüyor. O arkadaşlarına birileri Ekrem İmamoğlu’na suikast görevi veriyor, bunu biliyor. Gidiyor, söylüyor ve bu adam en azından takip edilmiyor. Telefonları dinlemeye alınmıyor. Bütün arkadaşlarımızın alınıyor, herkesin alınıyor. Telefonu dinlenmiyor, fiziki takip yapılmıyor.

Yapılsa bir sürü ilişkisi ortaya çıkabilir, bu saldırıyı yapmayabilir. Ama o gün biz geliyoruz. Ben oraya gideceğim. Siz de biliyorsunuz muhabir olarak. Ne zaman belli? Ne zaman belli? Pazartesiydi AKM’deki tören. Pazar 11.00’e alındığı akşam saatlerinde belli ve düşünün ki böyle bir adam orada ellerinde var ve birileri o adamı AKM’ye en yakın katillerle harekete geçiriyorlar. Ben geliyorum.

‘SALDIRIYI AZMETTİRENLER BULUNMAZSA SORUMLULUK İKTİDARDA’

Nereden gireceğimi ben bilmiyorum, bir yoldan giriyoruz. Nereden çıkacağıma koruma ekibim riski değerlendirip, genel duruma bakıp, bakanların sokulduğu, herkesin sokulduğu otoparka bizim arabamızı da sokun diyor. Hatta gidip orada yer tutuyorlar.

Görüntülerde bu var. Bir kişi “Hayır!” diyor. Rütbesi daha yüksek diye bizim arkadaşlara “Oraya giremezsiniz.” diyor. AK Partililer girmiş. Ben ana muhalefet lideriyim. O törene katılan devlet protokolündeki en üstteki kişiyim. Bir araba girecekse benimki girecek. İkincisi girecekse protokol sırasına göre eklenecek.

Buna hiçbirimizin de itirazı yok. Herkes biliyor bunu ama 14 yıldır gerek AKM’nin gerek bütün resmi otoparklara girdiğim yerde, bu sefer milletvekili olarak girdiğim yerde, milletvekili ve ana muhalefet lideri olarak bir kişi bizi oraya sokmuyor ve o kişi diyor ki: “Arabanız burada duracak.” Yani, “Genel Başkanınız buradan yürüyerek çıkacak.”

Saldırgan ilk andan itibaren hepinizin görüntülerinde var. İki saattir orada zaten. Beni karşılıyor, yan yan bakıyor. Onun bunun böyle dolaşıyor etrafında. Gidiyor, oturuyor. Koluna açma germe hazırlık hareketleri yapıyor. O orada duruyor ve beni bir kişi aracımızı yer olduğu halde almadığı için oraya buradan yürüyorum. Şimdi ben bu kişiden şüphelenirim.

Bu kişinin soruşturulması, o kişinin o gün emir, talimat verdiği, konuştuğu herkesle, benim koruma ekibim, oradaki trafik ekipleri, oradaki kendi ekibi, araçların şoförleri, girebilenler nasıl girdi, onu sorup açıklığa kavuşturulması lazım. Bu kişi görevini sürdürürse, soruşturmadan bir sonuç çıkmazsa benim orada yüreğim çürür.

Bu vakitten sonra bu olanlar Erdoğan’a yüktür. Bugün Erdoğan’ın sırtındaki yük, saldırganın bağlantılarının bulunmasını sağlayacak soruşturmanın en adil şekilde yürütülmesi. Bunlar olur, bağlantılar çıkar, o koğuş arkadaşları, o azmettirenler bulunursa ne ala. Bulunmazsa sorumluluk iktidarda. Bizim yaklaşımımız budur.

BAHÇELİ’YE YANIT VERDİ, AKÇAY’I ‘AYRI TUTTU’

Onun dışında adımı anmadan yazıp “Bütün partisine Sinan Ateş cinayeti protokolü uygulatanlar var. Özgür Özel’e taziye yapmayın. Taziye tweet’i atan önceki dönem milletvekiline telefon açıp ‘Kaldır bunu.’ diyecek kadar…”

Arkadaşlar, istisnası Erkan Akçay, 25 yıllık dostum, canlı yayında öğrenip tepki göstermiş. Telefon açmış. Ben döndüğümde de en iyi dileklerini söyledi. Ona haksızlık etmem. Onun da sosyal medya hesabında yok. Yasağa o da uymuş ama kendi ağzıyla bu taziyeyi vermiş.

Onun dışında insani en iyi ilişkiler içinde olduklarım, taziyelerine gittiklerim, cenazelerine katıldıklarım yakınlarının, iyi gününde kötü gününde birlikte olduklarım, kimler kimler, bir kişi bir paylaşım yapamıyor. Yapana engel oluyorlar. İnanmayan dönsün baksın. Bir tarayın, bir bakın.

Şimdi ben buradan bir suç yüklemem kimseye ama ben bunu hak etmedim. İnsan olarak, 14 yıldır siyasetçi Özgür Özel olarak Manisa’da bildiğim bir MHP’linin, bir ülkücünün haberdar olup da cenazesine yetişmediysem, taziyesine gitmediğim, taziyesine gitmediysem telefon açmadığım biri de yoktur. Meclis’te de yoktur.

Bu görüntü üstünden ben tutup da “Senin irtibatın mı var, şunlar mı?” demem. O ben değilim. O ben değilim ama bunu hak eden de ben değilim. Kişi bana ağzına geleni söylemiş, hakaretler etmiş, tehditler etmiş, evladını kaybetmiş, taziyemizi vermişiz, Genel Başkanımızı evine götürmüşüz.

Dönmüş demiş ki: “Efendim bu arkadaşlardan biz neler neler yaptık. Bak şunlardan kimse gelmiyor.” Geldi. “İnsanlık dersi aldık.” demiş. O kişi bile bir telefona korkuyor. Bir telefona. Bir telefona. Oysa bize neler neler yaptığında biz koştuk onun cenazesine de. Evine Genel Başkanımızı götürdük, telefon açtık, taziye verdik, ilgilendik.

‘BEN ÜRKER MİYİM, EN ALASINI YOLLA’

Ya siyaset siyaset kardeşim, savaşta mıyız, siyasette miyiz ya? Size oy verenler savaş mı istiyor, hizmet mi istiyor? Yani gerçekten savaşta bazen durulur, taraflar durur, cenazeler alınır, dualar okunur. Bir durulur ya. Hiç alakasız bir yerde hiç olmayacak işlere kalkışan “Sen bunları yapıyorsun.” diye ben ürker miyim ya? Ben ürker miyim? En alasını yolla.

Bütün koğuşu yolla. Bir canımı alacaksın. Ben bir canımı vereceğim. Bak o zaman Türkiye’de neler olacak, bu adaletsiz düzen nasıl değişecek? Sadece gidişinizi hızlandırırsınız. Beni ortadan kaldırarak sadece gidişlerini hızlandırırlar. Ben kalırsam siyasi mücadeleyle gidecekler. Bana bir şey olursa benim siyasetime ihtiyaç olmadan milletin vicdanıyla gidecekler.

Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının alınmasına 40 günde 800 bin sana oy veren kişi Ekrem Bey’e oy verip destek verdi ya. Bu milletin vicdanında bir terazi var. Bunlarla sen bu millete ayar verebilir misin? Bu yumrukla Özgür’e ayar veremediğin gibi bu millete de veremezsin. Ne hapse atarak ne mezara koyarak. O yüzden boş işlerle uğraşıyorlar. Teşekkür ederiz.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.