Özgür Özel, zeytinliklere ilişkin kanun teklifi görüşmelerinde çıkan arbedeye değindi ve AKP’li Mustafa Varank’a sert sözlerle yüklendi. Özel, “O toplantı salonuna Varank dışında kim gitse daha iyi olurmuş. Meclis’in başına gelebilecek en kötü şey geldi ve Meclis’i kendi seviyesine düşürdü.”

CHP lideri Özgür Özel, 148 gün tutuklu kaldıktan sonra geçtiğimiz günlerde tahliye edilen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile bir araya geldi.

Görüşme sonrası iki lider kameralar karşısına geçti.

Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı’yken yaşadıklarını hatırlatarak “Elbette davalar olur, kimse yargılanmaktan muaf değil. Ancak Sayın Erdoğan yıllarca yargılandı. Bir gün gözaltına alınmadı, bir gün tutuklu kalmadı. Cezası onandığında dahi cezaevine telefonla dahil edildi. Dünün mağdurunun bugünün zalimi olmasını bu millet kabul etmiyor” dedi.

Özdağ ise cezaevinde bulunduğu süreçte CHP’lilerin kendisini hiç yalnız bırakmadığını belirterek “Hukuk ve demokrasi desteği için teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum. İlk günden itibaren CHP milletvekilleri, genel başkan yardımcılarını beni ziyaret ederken görünce mutluluk duydum. Zaman zaman üzücü bir ortam oluşuyordu. Ben bu kadar milletvekilini bir Genel Kurul’da gördüm, bir Silivri’de” ifadesini kullandı.

VARANK’A: MECLİS’İ KENDİ SEVİYESİNE DÜŞÜRDÜ

Soru – cevap bölümünde gazetecilerin yönelttiklerinden biri zeytinliklere ilişkin kanun teklifi görüşmelerinde yaşananlar oldu.

“23 yıldır aynı arbede yaşanıyor. AKP zeytinlikleri açmak istiyor biz de buna direniyoruz” diyen ana muhalefet lideri, şöyle devam etti:

“En son bundan üç yıl önce aynı şey olmuştu, geri çekilmişti. Şirket diyor ki ‘Boykot bize zarar verdi ama Mustafa Varank’ın gelmesi en büyük zararı verdi’ diyor. Bugün de Meclis’in o toplantı salonuna Varank dışında kim gitseymiş daha iyi olurmuş. Meclis’in başına gelebilecek en kötü şey oldu ve Meclis’i kendi seviyesine düşürdü.”

İYİ PARTİ’YE: DÜN DÜNDE KALSIN

Özel İYİ Parti’nin Tekin Bingöl’e dönük eleştirileriyle ilgili soruya da şu yanıtı verdi:

– “Müsavat Bey’in açıklamalarını takip ettim. Ben Meclis’te en uzun genel başkanvekilliği yapan isimlerden biriyim. Zaman zaman yaşanan bir iletişim kazası olmuş.

– Tekin Bingöl’ün Ermeni soykırımı konusundaki tutumunun benden ve partimizden farklı olmadığı ortada. Kapanan mikrofonun Tekin Bingöl’ün söz kesmesi gibi algılanan bir ortamda, yapılmaması gereken bir hareketin yapılmasıyla birlikte istenmeyen olaylar bütünü oluşmuş.

– Böyle durumlarda bir arka oda var ve birbirlerinin samimiyetinden şüphe olmayan kişiler durumu telafi ederler. Bir cezalandırma olmuş. Ancak biz muhalefetin böyle meselelerden dolayı birbiriyle sert dille cevap vermesinin bir kişiyi memnun edeceğini biliyoruz. O yüzden dünü dün akşamda bırakmak lazım.

– Bizim muhalefetin birbirine düşmesine böyle bir süreçte hakkı yoktur. Kimseyi de Cumhuriyet Halk Partisi’nin ittifakının dışında kimlerle müttefikse onlar hep birlikte biz tekiz demesinler.

– Biz Türkiye İttifakıyız. Yerel seçimden önce de bunu çok konuştuk. Öyle bizim karşımızda tek olan Türkiye’yi Cumhuriyeti kuran partinin ve son seçimlerin ve tüm anketlerin birinci partisinin dışında kendisini tutan, gören birisi milleti dışlamış olur.

– Müsavat Bey bunu hiç istemez. Ben Müsavat Bey’in bu konudaki iyi niyetine şahsen de kefilim.”